askerlik ve yatılı okul tecrübesi olanlar ince belli bardağa daha fazla kıymet verirler diye düşünüyorum. demir bardak çaya ya da herhangi bir içeceğe hakaret gibi. kadim zamanlardı. uzun yatılı okul tecrübeleri geçirmiştim fakat askerlik günlerinde o demir bardaklar daha bir sıcak, daha bir keyifsiz, daha bir anlamdan soyutlanmış hale gelmişti. nihayetinde, yatılı okulda da olsan kantinde ince belli cam bardaktan çay içebiliyordun. ya da hafta sonları evci çıkınca demir bardağın ruh halinin üzerinde bırakmış olduğu o aşırı baskın izi silebiliyordun. askerliğin ilk zamanlarına acemi birliği deniyor, bilmeyenler için söylüyorum. hafta sonu izni yok, kantin yok, eğitimden başka bir şey yok. haftalar birbirini kovalarken hayatın basit zevkleri, basit ağız tatları gittikçe geçmiş zamanlardan kalma hayallere dönüşüyordu. cam bardakta çay içmek de bunlardan birisiydi fakat diğer eksikliklerin yanında fark edilmeyen bir şeydi bu. nasıl mı anladım. ilk defa cam bardakta çay içtiğim gün, hakikaten kafamdan sanki silmişler cam bardakta çay içmeyi diye düşündüm. bundan tamı tamına yirmi sene öncenin bir bahar gününde malkara lisesi'nin kantininde içtiğim çay ve ince belli bardak. yirmi yıldır o tatta bir çay içmemiş olabilirim.